Monako Vergi Sistemi 2025

Monako Vergi Sistemi 2025

Monako Vergi Sistemi 2025

Monako Vergi Sistemine Genel Bakış

Monako, Avrupa’nın güneyinde yer alan ve Fransa ile sınır komşusu olan küçük bir prensliktir. Ancak ekonomik yapısı ve vergi rejimi açısından dünya çapında dikkat çeken bir ülke olma özelliği taşır. Monako’nun vergi sistemi, yatırımcılar ve yüksek gelir grubu bireyler için cazip koşullar sunar. 2025 itibarıyla bu sistem, vergi avantajlarını korumaya devam ederken, bazı uluslararası düzenlemelere de uyum sağlamaya çalışmaktadır.

Monako, özellikle bireyler için uyguladığı “kişisel gelir vergisi yoktur” politikasıyla tanınır. 1869 yılından bu yana Monako’da doğrudan kişisel gelir vergisi uygulanmamaktadır. Bu durum, başta Fransa, İtalya ve Belçika gibi yüksek vergi oranlarına sahip ülkelerden olmak üzere birçok yüksek gelirli bireyin Monako’ya taşınmasını teşvik etmiştir. Ancak bu kuralın bazı istisnaları da bulunmaktadır. Örneğin, Monako’da yaşayan fakat Fransız vatandaşı olan bireyler, 1963 yılında imzalanan ikili anlaşmaya göre yine Fransa’ya gelir vergisi ödemek zorundadır.

Monako’nun vergi sistemi sadece bireyler için değil, aynı zamanda şirketler için de önemli avantajlar barındırır. Genel olarak Monako’da faaliyet gösteren şirketlerin çoğu kurumlar vergisinden muaftır. Ancak, eğer bir şirket gelirinin %25’inden fazlasını Monako dışında elde ediyorsa veya fikri mülkiyet üzerinden kazanç sağlıyorsa, bu durumda %33 oranında kurumlar vergisine tabi tutulur. Bu uygulama, Avrupa Birliği ve OECD gibi uluslararası kuruluşların vergi şeffaflığı ve adil rekabet konusundaki baskılarına yanıt niteliği taşır.

Ayrıca Monako’da KDV uygulaması, Fransa ile yapılan anlaşma kapsamında Fransız sistemiyle uyumludur. Yani, Monako’da mal ve hizmetler üzerinden alınan Katma Değer Vergisi (TVA), Fransa ile aynı oranlarda uygulanır ve Fransız vergi idaresi tarafından kontrol edilir. Bu uygulama, Monako ile Fransa arasındaki ekonomik entegrasyonun bir göstergesidir ve sınır aşan ticarette herhangi bir vergi arbitrajına izin vermez.

Monako’da servet vergisi, emlak vergisi ya da sermaye kazancı vergisi gibi kalemler bulunmaz. Bu durum, ülkeyi hem yatırım hem de yaşamak için ideal bir vergi cenneti hâline getirir. Özellikle uluslararası yatırımcılar, aile ofisleri ve varlıklı bireyler Monako’yu sadece vergi avantajı değil, aynı zamanda yaşam kalitesi, güvenlik, sağlık hizmetleri ve politik istikrar nedeniyle de tercih etmektedir.

Aşağıda Monako’daki temel vergi oranlarını ve istisnaları özetleyen bir tablo yer almaktadır:

Vergi Türü Uygulama Durumu Oran / Açıklama
Kişisel Gelir Vergisi Uygulanmaz Fransız vatandaşları hariç
Kurumlar Vergisi Şarta bağlı olarak uygulanır %33 (gelirin %25’inden fazlası yurtdışından ise)
Katma Değer Vergisi (TVA) Uygulanır Fransa ile aynı oranlar (genel oran %20)
Servet Vergisi Uygulanmaz
Emlak Vergisi Uygulanmaz
Sermaye Kazancı Vergisi Uygulanmaz

Monako’nun vergi rejimi, uluslararası alanda şeffaflık ve iş birliği konularında önemli ilerlemeler kaydetmiş olmasına rağmen, hâlâ birçok ülke tarafından bir vergi cenneti olarak görülmeye devam etmektedir. Ancak prenslik yönetimi, kara para aklamayla mücadele, otomatik bilgi paylaşımı gibi uluslararası normlara uyum sağlamak için düzenli olarak yasal altyapısını güncellemektedir.

Sonuç olarak, 2025 itibarıyla Monako’nun vergi sistemi bireyler ve bazı işletmeler için büyük avantajlar sunmaya devam etmektedir. Ancak bu sistemin sürdürülebilirliği ve uluslararası baskılara dayanıklılığı, prensliğin küresel ekonomik sistemle kurduğu dengeli ilişkiler sayesinde mümkün olmaktadır.

Monako Gelir Vergisi Sistemi

Monako, dünyada bireylerden kişisel gelir vergisi almayan sayılı ülkelerden biridir. Bu özelliği, ülkeyi özellikle yüksek gelirli bireyler için çekici kılar. 2025 itibarıyla da Monako’nun gelir vergisi politikası büyük ölçüde değişmeden devam etmektedir. Ancak bu sistemin işleyişi, kapsamı, istisnaları ve uluslararası yükümlülüklerle ilişkisi dikkatle ele alınmalıdır.

Kişisel Gelir Vergisi Muafiyeti

Monako’da yaşayan bireyler genel olarak kişisel gelir vergisinden muaftır. 1869 yılında yürürlüğe giren bu politika, Monako Prensliği’nin en temel vergi avantajlarından biri olmuştur. Yıllar içinde bu durum, Monako’yu yüksek gelirli bireylerin, ünlülerin, sporcuların ve yatırımcıların yaşamak için tercih ettiği bir destinasyon haline getirmiştir. Bireyler, maaş, serbest meslek kazançları, kira gelirleri veya sermaye gelirleri gibi kaynaklardan elde ettikleri gelirler üzerinden herhangi bir doğrudan gelir vergisi ödemezler.

Bu avantajlı sistemin sağladığı çekicilik, Monako’nun gayrimenkul piyasasında ve finansal hizmetler sektöründe büyümenin temel sebeplerindendir. Ayrıca bireyler arasında servet planlaması ve varlık koruma stratejilerinin önemli bir parçası hâline gelmiştir.

Fransız Vatandaşlarına Uygulanan Vergi

Monako’da yaşayan Fransız vatandaşları için bu gelir vergisi muafiyeti geçerli değildir. 1963 yılında Fransa ile Monako arasında imzalanan ikili anlaşma uyarınca, Monako’da ikamet eden Fransız vatandaşları Fransa’ya gelir vergisi ödemeye devam ederler. Bu anlaşma, Monako’ya taşınarak vergi yükünden kaçınmaya çalışan Fransız vatandaşlarını engellemek amacıyla yürürlüğe konulmuştur.

Bu kural yalnızca Fransız vatandaşlarını kapsar; diğer AB ülkelerinden ya da dünyanın herhangi bir yerinden gelen bireyler bu yükümlülükten muaftır. Ancak Monako vatandaşlığına geçiş oldukça zordur ve prensliğin vatandaşlık politikası son derece seçicidir.

Çifte Vergilendirme Anlaşmaları ve Otomatik Bilgi Paylaşımı

Monako, geleneksel olarak çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları yapmayan bir ülkedir. Bununla birlikte, OECD’nin otomatik bilgi paylaşımı çerçevesinde Monako, belirli ülkelerle mali bilgilerin paylaşılmasına yönelik yükümlülükler üstlenmiştir. Bu gelişme, Monako’nun 2010’lu yıllardan itibaren küresel finansal şeffaflık ve vergi adaleti gündemine dahil olma çabasının bir parçasıdır.

2025 itibarıyla Monako, Otomatik Bilgi Değişimi (CRS – Common Reporting Standard) sistemine dahil olup; bankalar aracılığıyla belirli mali bilgileri, ilgili bireylerin vatandaşı olduğu ülkelere bildirmektedir. Bu durum, Monako’nun tamamen “gizli bir vergi cenneti” imajını dönüştürmüş ve uluslararası düzeyde daha uyumlu bir yasal çerçeveye geçmesini sağlamıştır.

Gelir Vergisi Muafiyetinin Sınırları

Her ne kadar doğrudan gelir vergisi uygulanmasa da, Monako’daki bireyler bazı dolaylı vergi yüklerine tabidir. Bunlar arasında özellikle KDV (TVA), tüketim vergileri ve belirli hizmetlerden alınan vergiler öne çıkar. Ancak bu vergiler gelir üzerinden değil, harcama ve tüketime dayalıdır.

Ayrıca, Monako’da faaliyet gösteren ve gelir elde eden bazı özel kurumlar ya da bireylerin şirketleri, belirli koşullarda kurumlar vergisine tabi olabilir. Özellikle dış kaynaklı gelir elde eden ticari yapılanmalar, gelirlerinin niteliğine göre kurumlar vergisi yükümlülüğüyle karşılaşabilir. Ancak bu durum, doğrudan bireylerin kişisel gelirine yönelik bir vergilendirme anlamına gelmez.

Özet Değerlendirme

Monako’nun gelir vergisi sistemi, düşük vergi ortamı arayan bireyler için son derece avantajlıdır. Bu sistem, hem bireysel finansal planlama açısından büyük esneklik sağlar hem de ülkeye yerleşmeyi cazip hâle getirir. Ancak sistemin istisnaları, özellikle Fransız vatandaşları ve bazı kurumsal yapılarda dikkatle değerlendirilmelidir. Aynı zamanda uluslararası şeffaflık normlarına bağlılık ve bilgi paylaşımı yükümlülükleri, sistemin sadece yüzeysel bir “vergi cenneti” olarak algılanmasının önüne geçmektedir.

Aşağıdaki tablo, Monako’daki kişisel gelir vergisi sisteminin temel yönlerini özetlemektedir:

Kriter Uygulama Durumu / Açıklama
Genel Gelir Vergisi Yok
Fransız Vatandaşlarına Uygulama Var (Fransa’ya vergi ödemeye devam ederler)
Çifte Vergilendirme Anlaşmaları Yok
Otomatik Bilgi Paylaşımı (CRS) Var (OECD kapsamında)
Dolaylı Vergiler Var (TVA ve belirli tüketim vergileri)
Geliri Ticari Nitelikte Olan Bireyler Şirket yapısı altında kurumlar vergisine tabi olabilir

Bu çerçevede Monako’da gelir vergisi sistemi hem basit yapısıyla hem de sunduğu avantajlarla dikkat çekerken, aynı zamanda uluslararası standartlara uyum süreciyle şeffaflık yönünde de evrim geçirmektedir.

Monako Şirketler ve Kurumlar İçin Vergilendirme

Monako, bireyler için olduğu kadar şirketler ve kurumlar için de son derece cazip bir vergi ortamı sunmaktadır. Ancak bu cazip ortam, tamamen vergisiz bir yapıdan ziyade belirli koşullara bağlı olarak farklı oranlarda vergi uygulamalarıyla şekillendirilmiştir. 2025 itibarıyla Monako’da şirketlerin vergilendirilmesi, kurumun faaliyet alanı, gelir kaynakları ve gelirlerin coğrafi dağılımına göre belirli şartlara tabidir. Bu sistem, hem rekabetçiliği korumayı hem de uluslararası mali şeffaflık normlarına uyum sağlamayı hedeflemektedir.

Kurumlar Vergisinin Uygulanma Şartları

Monako’da yerleşik şirketlerin çoğu doğrudan kurumlar vergisinden muaftır. Ancak bu muafiyet mutlak değildir. Özellikle yurt dışı faaliyetlerinden gelir elde eden şirketler için vergi yükümlülüğü söz konusudur. Monako mevzuatına göre, bir şirketin gelirinin %25’inden fazlası Monako dışından geliyorsa, bu şirket kurumlar vergisine tabidir. Bu oran, prensliğin gelir dağılımını dengeleme ve yalnızca vergi avantajı için kurulan yapıların önüne geçme amacını taşır.

Uygulanan kurumlar vergisi oranı 2025 itibarıyla %33 düzeyindedir. Bu oran, Avrupa’daki ortalama kurumlar vergisi seviyelerine kıyasla yüksek görünse de, yalnızca sınırlı bir şirket grubunu etkilediği için genel sistem hâlâ yatırımcı dostu olarak kabul edilmektedir. Ayrıca, Monako’daki şirketler sadece yıllık karlar üzerinden vergi ödemekle kalmaz; aynı zamanda bazı durumlarda özel faaliyet lisanslarına veya yerel vergilere de tabi olabilirler.

Kurum Türlerine Göre Vergilendirme

Monako’da kurumlar vergisinin uygulanıp uygulanmayacağı, şirketin tüzel kişilik yapısına ve faaliyet konusuna göre değişkenlik gösterir. Aşağıdaki başlıca kurum türleri ve vergi yükümlülükleri bu kapsamda değerlendirilir:

  • Ticari Şirketler (Société Anonyme Monégasque – SAM): Yurt dışı geliri %25’i aşan bu tür şirketler doğrudan kurumlar vergisine tabidir.
  • Holding Şirketleri: Eğer sadece Monako’da faaliyet gösteriyor ve yurt dışından gelir elde etmiyorlarsa vergi yükümlülükleri yoktur. Ancak finansal hizmetler veya telif, patent gibi fikri haklardan gelir elde eden yapılar vergilendirme kapsamına alınır.
  • Hizmet Şirketleri: Özel danışmanlık, hukuk, mühendislik gibi alanlarda faaliyet gösteren şirketler, müşterilerinin çoğu yurtdışında ise kurumlar vergisiyle karşı karşıya kalabilir.
  • Yatırım Fonları ve Finansal Kurumlar: Uluslararası gelir akışına sahip olanlar genellikle kurumlar vergisi öder. Ancak fon türüne ve yapılandırmasına göre muafiyet veya indirimli oranlar mümkündür.
  • Fikri Mülkiyet ve Dijital Gelirlerde Vergilendirme

    Monako’da özellikle son yıllarda dijital hizmetler ve fikri mülkiyet gelirleri alanında yapılan düzenlemeler dikkat çekmektedir. OECD’nin BEPS (Base Erosion and Profit Shifting) kapsamında önerdiği küresel vergi reformlarına uyumlu olacak şekilde, patent geliri, lisans ücreti ve dijital reklam kazançları gibi unsurlar daha sıkı şekilde izlenmekte ve kurumlar vergisine tabi tutulmaktadır. Böylece Monako, yalnızca yasal bir adres olarak kullanılan pasif şirketlerin önüne geçmeyi hedeflemektedir.

    Bu doğrultuda, bir yazılım şirketi Monako’da kurulmuş olsa bile, ürünlerini veya hizmetlerini dünya çapında pazarlıyor ve gelirinin büyük kısmını yurt dışından elde ediyorsa, bu şirket doğrudan %33 oranında kurumlar vergisine tabi olacaktır.

    Yerel Ticari Ruhsatlar ve Harçlar

    Monako’da şirketler için gelir vergisinin yanı sıra bazı yerel düzenlemeler de geçerlidir. Tüm işletmeler, prenslik içinde faaliyet gösterebilmek için ticari ruhsat almak zorundadır. Ayrıca belirli sektörlerde ek harçlar, lisans ücretleri ve belediye katkı payları söz konusu olabilir. Bunlar doğrudan gelir üzerinden değil, faaliyetin türüne ve büyüklüğüne göre hesaplanır.

    Uluslararası Baskılar ve Uyum Süreci

    Monako, Avrupa Birliği’ne üye olmamakla birlikte Fransa ile olan ekonomik anlaşmalar ve OECD üyeliği çerçevesinde vergi şeffaflığına yönelik adımlar atmıştır. Bu doğrultuda, kurumlar vergisinin belirli faaliyetler ve gelir türleri için uygulanması, uluslararası alanda meşruiyet kazandırmak ve kara listeye girme riskini ortadan kaldırmak amacı taşır.

    Aşağıdaki tabloda Monako’daki şirket türlerine göre vergi yükümlülükleri özetlenmiştir:

    Şirket Türü Vergi Durumu
    Yerel ticari faaliyet gösteren şirketler Vergiye tabi değil (gelir Monako içinden sağlanıyorsa)
    Gelirinin %25’inden fazlası yurtdışından olan şirketler %33 oranında kurumlar vergisi uygulanır
    Fikri mülkiyet geliri elde eden şirketler Vergiye tabi (genellikle %33)
    Fransız şirket ortaklı yapılar Fransız yasaları ve vergi düzenlemeleri dikkate alınarak incelenir
    Uluslararası dijital hizmet sağlayıcıları Kurumlar vergisi kapsamına alınır (gelir kaynağına göre)

    Monako’daki şirket vergilendirme sistemi, düşük vergi oranları ve muafiyetler sayesinde yatırımcılara cazip koşullar sunarken, uluslararası düzenlemelere uyum sağlayarak şeffaflık ilkesine de bağlı kalmaktadır. Bu dengeli yapı, Monako’nun uluslararası iş dünyasında saygın ve güvenli bir konumda kalmasını sağlamaktadır.

    Monako Sosyal Güvenlik ve Zorunlu Kesintiler

    Monako vergi açısından bireyler ve şirketler için sunduğu avantajlarla öne çıkarken, sosyal güvenlik sisteminde ise oldukça kapsamlı ve zorunlu bir yapı sunmaktadır. Prenslikte sosyal güvenlik kesintileri, çalışanlar ve işverenler için yasal bir zorunluluk olup, Fransız sistemine büyük ölçüde entegre edilmiş bir yapıya sahiptir. 2025 itibarıyla Monako’da sosyal güvenlik katkıları, hem çalışanların sosyal haklarını korumak hem de işgücü piyasasında istikrar sağlamak adına önemli bir rol oynamaktadır.

    Sosyal Güvenlik Sisteminin Yapısı

    Monako’nun sosyal güvenlik sistemi, sağlık sigortası, emeklilik, işsizlik, iş kazası ve meslek hastalıkları gibi birçok farklı sosyal risk alanını kapsar. Sistem, bağımsız bir idari yapı olan Caisses Sociales de Monaco (CSM) tarafından yürütülmektedir. CSM, hem çalışanların hem de işverenlerin prim ödemelerini toplar ve bu katkılar karşılığında hizmet sunar.

    Bu sistem, Fransa’nın sosyal güvenlik sistemiyle teknik uyum içerisindedir. Bu nedenle Monako’da çalışan bireyler, Fransa’daki meslektaşlarına benzer şekilde sosyal güvenlik haklarından faydalanır. Ancak Monako’nun bağımsız yapısı nedeniyle prim oranları ve uygulamalar Fransa’dan kısmen farklılık gösterebilir.

    Çalışanlar ve İşverenler İçin Kesintiler

    Monako’da çalışanlar ve işverenler için sosyal güvenlik kesintileri zorunludur ve maaşlar üzerinden belirli oranlarda tahsil edilir. Bu oranlar, katkı türüne göre değişir. Genel olarak çalışanların brüt maaşından ortalama %13 ila %15 arasında bir kesinti yapılırken, işverenin katkısı %25 ila %28 seviyesindedir. Bu oranlar toplamda %40’ın üzerinde bir sosyal güvenlik yükü anlamına gelir.

    Kesinti yapılan başlıca alanlar şunlardır:

  • Emeklilik Sigortası (Retraite)
  • Sağlık Sigortası (Maladie)
  • Aile Yardımı (Allocations Familiales)
  • İşsizlik Sigortası (Chômage)
  • İş Kazası ve Meslek Hastalığı Sigortası (Accidents du Travail)
  • İşverenler, bu katkıların tamamını zamanında CSM’ye bildirmek ve ödemekle yükümlüdür. Gecikmeli ödemelerde ciddi cezalar ve faiz uygulamaları söz konusu olabilir.

    Serbest Meslek ve Bağımsız Çalışanlar

    Monako’da serbest meslek sahipleri ve bağımsız çalışanlar da sosyal güvenlik sistemine zorunlu olarak dahil edilir. Bu kişiler gelirlerine göre değişen oranlarda prim öderler. Serbest çalışanlar için belirlenen minimum katkı payı eşiği vardır ve belirli bir gelir düzeyinin altına düşseler bile asgari düzeyde prim ödeme zorunluluğu bulunur. Bu durum, sağlık hizmetlerinden yararlanabilmek ve emeklilik haklarını kazanabilmek açısından önemlidir.

    Bağımsız çalışanlar için katkı oranları genellikle %20 ila %25 arasında değişmektedir ve yıllık olarak beyan edilen gelire göre hesaplanır.

    Sağlık ve Emeklilik Hakları

    Monako’daki sosyal güvenlik sistemi, katkı yapan bireylere yüksek standartlarda sağlık hizmeti ve güvenli bir emeklilik yapısı sunar. Sağlık hizmetleri, kamuya ait hastanelerde ya da anlaşmalı özel kurumlarda alınabilir. Emeklilik sistemi ise bireyin çalışma süresi boyunca ödediği primlere göre kademeli olarak yapılandırılmıştır. Uzun süreli çalışma ve kesintisiz prim ödeme, daha yüksek emekli maaşı alınmasını sağlar.

    Kadınlar için doğum izni, çocuk bakımı desteği ve aile yardımı gibi birçok sosyal güvence, sistemin önemli avantajları arasında yer alır. Aynı şekilde, işsizlik durumunda belirli koşullarda destek ödemeleri yapılmaktadır.

    Karşılaştırmalı Kesinti Oranları Tablosu

    Katkı Türü Çalışan Payı (%) İşveren Payı (%) Açıklama
    Emeklilik Sigortası %6 %8 Zorunlu, yaşa ve kıdeme göre değişebilir
    Sağlık ve Hastalık Sigortası %7 %13 Genel sağlık hizmetlerini kapsar
    Aile ve Çocuk Yardımları %5 Sadece işveren katkısı
    İş Kazası ve Meslek Hastalığı %2 İşveren tarafından ödenir
    İşsizlik Sigortası %1 %2 Koşullu ödeme yapılır
    Toplam Yaklaşık Kesinti Oranı %14 %28 Ortalama oran

    Sonuç ve Değerlendirme

    Monako, doğrudan gelir vergisi almayan bir ülke olmasına rağmen sosyal güvenlik sisteminde ciddi katkı yükümlülükleri öngörmektedir. Bu yapı, vergi avantajlarının getirdiği düşük kamu geliri riskini dengelemekte ve sosyal devlet anlayışını güçlendirmektedir. Hem işverenler hem de çalışanlar için belirli yükler oluştursa da karşılığında sunulan sağlık, emeklilik ve sosyal destek hizmetleri, Monako’daki yaşam kalitesinin temelini oluşturmaktadır.

    Monako’da çalışmayı veya iş kurmayı düşünen bireyler için sosyal güvenlik yükümlülükleri, vergi avantajları kadar dikkatle değerlendirilmesi gereken bir unsurdur. Sistemin sürdürülebilirliği, düzenli katkılar ve etkin kamu yönetimi ile doğrudan ilişkilidir.

    Monako KDV, ÖTV ve Diğer Tüketim Vergileri

    Monako, doğrudan gelir vergisinin bulunmadığı ancak dolaylı vergilerin önemli bir gelir kalemi oluşturduğu bir vergi rejimine sahiptir. 2025 itibarıyla Monako’da Katma Değer Vergisi (TVA), Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ve bazı diğer harcamaya dayalı vergiler, hem devlet bütçesine kaynak sağlamada hem de iç piyasada denge kurmada aktif olarak kullanılmaktadır. Bu vergiler, genellikle mal ve hizmet tüketimi üzerinden alınmakta olup, hem yerel tüketicileri hem de Monako’ya gelen turistleri doğrudan etkiler.

    Katma Değer Vergisi (TVA) Uygulaması

    Monako’da Katma Değer Vergisi sistemi, Fransa ile yapılan özel bir anlaşma çerçevesinde Fransız TVA sistemine entegre edilmiştir. Bu entegrasyon sayesinde Monako’daki KDV oranları ve uygulama esasları, Fransa’daki sistemle birebir uyum içerisindedir. Bu sistem sayesinde sınır aşan ticarette vergi arbitrajı oluşmasının önüne geçilmiş olur.

    2025 itibarıyla Monako’da geçerli olan KDV oranları aşağıdaki gibidir:

    KDV Türü Oran (%) Uygulama Alanı
    Standart KDV Oranı %20 Genel mal ve hizmet satışları
    İndirimli KDV Oranı %10 Restoran hizmetleri, oteller, toplu taşıma, bazı tarım ürünleri
    Süper İndirimli Oran %5,5 Gıda ürünleri, kitaplar, ilaçlar
    Özel Süper İndirimli Oran %2,1 Gazeteler, dergiler ve belirli kamu yayınları

    Monako’da KDV uygulaması, satış noktalarında doğrudan fiyatlara yansıtılır. Vergi mükellefleri, KDV beyannamelerini Fransız vergi idaresi ile entegre sistem üzerinden verir. Ayrıca ithalat işlemlerinde de gümrükte KDV tahsil edilir. Bu, özellikle lüks ürün alışverişlerinde önemli bir gelir kalemi yaratır.

    Özel Tüketim Vergisi (ÖTV)

    Monako’da Özel Tüketim Vergisi, Fransa ile benzer şekilde uygulanmakta olup, özellikle bazı yüksek değerli ve çevresel etkisi yüksek ürünler üzerinden alınır. ÖTV kapsamına giren başlıca ürünler şunlardır:

  • Alkollü içecekler
  • Tütün ve tütün mamulleri
  • Akaryakıt ve enerji ürünleri
  • Lüks araçlar
  • Mücevher ve değerli taş ürünleri
  • ÖTV oranları ürünün türüne göre değişiklik göstermekle birlikte, genellikle fiyatın %10 ila %40’ı arasında seyretmektedir. Tütün ve alkol ürünlerinde bu oran daha yüksek olabilir. Monako, bu ürünlerden alınan ÖTV’yi hem gelir yaratmak hem de toplum sağlığını koruma amacıyla uygular.

    Enerji, Karbon ve Çevreye Duyarlı Vergiler

    Monako, sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda çevresel vergi uygulamalarına da 2025 itibarıyla hız vermiştir. Özellikle karbon salınımına neden olan ürünlerde ve enerji tüketiminde çevre temelli dolaylı vergiler uygulanmaktadır. Bu tür vergiler, hem ithal edilen fosil yakıtlar hem de belirli sanayi faaliyetleri için geçerlidir.

    Ayrıca elektrikli araçlara teşvik sağlamak amacıyla hibrit ve elektrikli otomobillerin tescil işlemlerinde ÖTV muafiyetleri ya da indirimli oranlar uygulanmaktadır. Bu durum, Monako’nun çevre dostu ulaşımı teşvik etme politikasının bir parçasıdır.

    Turizm ve Lüks Tüketim Harcamaları Üzerindeki Vergiler

    Monako, turizm geliri açısından büyük önem taşıyan bir ülkedir. Lüks oteller, restoranlar, butik mağazalar ve kumarhaneler üzerinden elde edilen gelirler, dolaylı vergilendirme sistemine tabidir. Otel konaklamaları üzerinden alınan konaklama vergisi (taxe de séjour), turistlerden doğrudan tahsil edilen bir vergidir.

    Ayrıca lüks tüketim harcamaları, hem KDV hem de ÖTV ile çifte vergiye tabi olabilir. Örneğin, lüks bir saat satın alan bir kişi, ürünün fiyatında hem %20 KDV hem de %30’a kadar çıkabilen ÖTV ödeyebilir.

    E-Ticaret ve Dijital Hizmetlerde Vergilendirme

    2025 itibarıyla Monako, AB düzenlemeleriyle uyumlu şekilde dijital hizmetler ve e-ticaret alanında da KDV uygulamasını sürdürmektedir. Yurt dışından Monako’ya dijital ürün ya da hizmet sağlayan firmalar, Monako’daki tüketicilere sağlanan hizmetlerde KDV tahsil etmek zorundadır. Bu, Netflix, Amazon, Apple gibi global platformların Monako kullanıcılarından doğrudan KDV tahsil etmesini sağlar.

    Benzer şekilde Monako’dan başka ülkelere dijital ürün satan girişimciler de müşterinin bulunduğu ülkeye göre KDV uygulamasına tabidir. Bu yapı, Monako’nun dijital ekonomide uyumlu bir aktör olmasını ve gri alanların oluşmasını engellemektedir.

    Genel Değerlendirme

    Monako, doğrudan vergilerde sunduğu düşük oranlı veya sıfır vergili ortamı, dolaylı vergilerle dengelemektedir. Bu sistem, hem devlet gelirlerinin sürdürülebilirliğini sağlar hem de ekonomik aktiviteleri teşvik eder. Tüketim üzerinden alınan vergiler, gelir adaletsizliği yaratma riski taşısa da, Monako gibi yüksek gelir düzeyine sahip bir ülkede bu etki sınırlıdır.

    Monako’da tüketim vergileri aynı zamanda düzenleyici bir araç olarak kullanılmakta; çevresel sürdürülebilirlik, halk sağlığı ve turizm politikaları bu vergiler yoluyla yönlendirilmektedir. Bu nedenle KDV, ÖTV ve diğer tüketim vergileri, Monako’nun ekonomik yapısında sadece gelir değil, aynı zamanda stratejik politika aracı olarak da önemli bir yere sahiptir.

    Monako Gayrimenkul ve Mülkiyet Üzerinden Alınan Vergiler

    Monako, dünya çapında en pahalı ve prestijli gayrimenkul piyasalarından birine sahip olup, vergi sistemi de bu piyasayı destekleyecek şekilde yapılandırılmıştır. Prenslikte doğrudan gelir vergisinin ve servet vergisinin bulunmaması, gayrimenkul yatırımlarını cazip kılarken; mülkiyet ve gayrimenkul işlemleri üzerinden alınan bazı dolaylı vergiler ve harçlar da sistemin sürdürülebilirliğini sağlamaktadır. 2025 itibarıyla Monako’da gayrimenkul sahipliği ve alım-satım süreçleri, özel düzenlemelere tabidir ve bu alandaki vergi uygulamaları dikkatle takip edilmektedir.

    Emlak Vergisi (Property Tax) ve Servet Vergisi

    Monako’da klasik anlamda bir emlak vergisi bulunmamaktadır. Yani, taşınmaz mal sahipleri yıllık olarak devlete herhangi bir mülk vergisi ödemezler. Aynı şekilde, servet vergisi (impôt sur la fortune) de Monako’da uygulanmamaktadır. Bu durum, özellikle yüksek net değerli bireylerin Monako’ya taşınmasını ve burada gayrimenkul yatırımı yapmasını son derece teşvik eden bir faktördür.

    Ancak bu avantajlı sistemin, vergi yükünün tamamen ortadan kalktığı anlamına gelmediği unutulmamalıdır. Monako’da gayrimenkul alım-satımı, kira gelirleri ve mülk devri işlemleri sırasında belirli oranlarda vergi ve harç yükümlülükleri devreye girmektedir.

    Gayrimenkul Satın Alımı Üzerinden Alınan Vergiler

    Monako’da bir mülk satın almak isteyen kişi, tapu devri sırasında belirli vergiler ve noter harçları ödemekle yükümlüdür. Bu ödemeler genellikle aşağıdaki kalemlerden oluşur:

  • Tapu Harcı ve Kayıt Vergisi: Toplam satış bedelinin yaklaşık %4,5’i oranında alınır. Bu tutar, hem devlete ödenen kayıt vergisini hem de noter ücretlerini kapsar.
  • Noter Ücretleri: Mülkiyet devri noter aracılığıyla gerçekleştirilir ve noter ücreti genellikle satış fiyatının %1-2’si civarındadır.
  • KDV (TVA): Eğer gayrimenkul yeni bir inşaat ise ve ilk kez satılıyorsa, %20 oranında KDV uygulanır. İkinci el satışlarda ise KDV değil, yukarıda belirtilen tapu ve işlem vergileri uygulanır.
  • Bu yapı, piyasada gerçekleşen her işlemde devlete gelir sağlamaktadır ve aynı zamanda kayıt dışı mülk transferlerinin önüne geçmektedir.

    Kira Gelirleri Üzerinden Vergilendirme

    Monako’da yaşayan bireyler, gayrimenkul kiralayarak elde ettikleri gelir üzerinden kişisel gelir vergisi ödemezler. Ancak kira gelirleri, yerel muhasebe kuralları çerçevesinde beyan edilmelidir ve bazı durumlarda yasal sınırlamalara tabi olabilir. Bu durum, özellikle yabancı yatırımcılar açısından büyük bir avantaj sağlar.

    Bununla birlikte, gayrimenkul sahibinin Monako’da değil, başka bir ülkede vergi mükellefi olması durumunda, elde edilen kira gelirleri, ikamet edilen ülkede vergilendirilebilir. Bu nedenle uluslararası vergi uyumu ve çifte vergilendirme riskleri göz önünde bulundurulmalıdır.

    Miras ve Mülk Devri Vergileri

    Monako’da miras ve bağış yoluyla mülk devri belirli oranlarda vergilendirilir. Ancak bu vergiler, alıcı ile verici arasındaki akrabalık derecesine göre değişiklik gösterir:

  • Doğrudan akrabalık (anne-baba, çocuk): %0 – vergi uygulanmaz.
  • Kardeşler arası: Yaklaşık %8 oranında vergi uygulanır.
  • Diğer akrabalar (kuzen, amca vb.): %10 – %13 arasında değişebilir.
  • Akraba olmayan kişiler: %16 oranında miras vergisi uygulanır.
  • Bu oranlar, Monako’da mülk sahibi olan bireylerin miras planlaması yaparken dikkate alması gereken önemli kalemlerdendir. Özellikle servet aktarımı sırasında vergi yükünü minimize etmek adına vakıf, tröst ya da şirket yapıları sıklıkla tercih edilmektedir.

    Gayrimenkul Varlıklarının Şirket Üzerinden Sahipliği

    Monako’da gayrimenkul varlıklarına doğrudan bireysel sahiplik yerine, şirket veya tröst yapısı üzerinden sahip olma uygulaması oldukça yaygındır. Bu yapıların kullanılması, mülk devri sırasında miras vergisi veya satış harçlarını optimize etmeye yönelik stratejik bir araç olarak kullanılır. Özellikle Société Civile Immobilière (SCI) gibi yapılandırmalar, Fransa ve Monako’da popülerdir.

    Ancak bu tür yapılar üzerinden sahiplik söz konusu olduğunda, şirketin pay devri işlemleri de vergiye tabi olabilir. Bu nedenle vergi planlaması uzman danışmanlıkla yapılmalıdır.

    Yabancılar İçin Gayrimenkul Yatırımı

    Monako’da yabancı bireylerin gayrimenkul satın almasıyla ilgili herhangi bir kısıtlama bulunmamaktadır. Ancak yüksek fiyatlar ve sınırlı arz nedeniyle pazar oldukça rekabetçidir. 2025 itibarıyla metrekare fiyatlarının lüks konutlarda 50.000 Euro’ya kadar ulaşabildiği Monako, gayrimenkul alanında küresel bir üst segment pazar sunar.

    Yabancı yatırımcılar, Monako’da mülk edinerek ikamet başvurusunda da bulunabilirler. Bu nedenle gayrimenkul yatırımı, hem oturum izni hem de finansal yapılandırma açısından stratejik bir araç olarak görülmektedir.

    Özet Tablo: Monako’da Gayrimenkul Üzerinden Alınan Başlıca Vergi ve Harçlar

    İşlem Türü Uygulanan Vergi / Harç Oran (%) / Açıklama
    Emlak Vergisi Yok
    Servet Vergisi Yok
    Tapu Harcı ve Kayıt Vergisi Var Yaklaşık %4,5
    Noter Ücreti Var %1 – %2 arası
    KDV (Yeni İnşaat) Var %20
    Kira Geliri Vergisi Yok (Monako’da mukim kişiler için)
    Miras ve Bağış Vergisi Var (akrabalık derecesine göre) %0 – %16 arası

    Monako’nun mülkiyet üzerindeki vergi politikaları, yatırımcılara düşük vergili bir ortam sağlarken, mülkiyet devri ve miras planlamasında dikkatli olunması gereken yasal düzenlemeleri de beraberinde getirir. Bu nedenle Monako’da gayrimenkul yatırımı yapmak, hem yüksek getiri potansiyeli hem de vergi avantajları açısından cazip bir seçenek olmakla birlikte, profesyonel rehberlik gerektiren karmaşık bir süreçtir.

    Monako Uluslararası Vergi Anlaşmaları ve Çifte Vergilendirme

    Monako, geleneksel olarak vergi avantajlarıyla öne çıkan bir mikrodevlet olsa da, küresel ekonomik entegrasyonun artmasıyla birlikte uluslararası mali şeffaflık ve vergi iş birliği konularında daha aktif bir duruş sergilemeye başlamıştır. 2025 itibarıyla Monako, özellikle çifte vergilendirmenin önlenmesi, otomatik bilgi paylaşımı, kara para aklamayla mücadele ve zararlı vergi uygulamalarıyla savaş kapsamında önemli adımlar atmış durumdadır. Uluslararası vergi anlaşmaları bu dönüşümün en önemli araçları arasında yer alır.

    Monako’nun Çifte Vergilendirme Anlaşmaları Politikası

    Monako, birçok ülkenin aksine yaygın bir çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması ağına sahip değildir. Bu, prensliğin geleneksel olarak vergi cenneti statüsüyle ilişkilendirilmesine neden olan faktörlerden biridir. Ancak son yıllarda OECD ve Avrupa Birliği başta olmak üzere uluslararası platformlarda artan baskılar sonucunda, Monako belirli ülkelerle sınırlı sayıda vergi anlaşması imzalamıştır.

    Bugüne kadar Monako’nun imzaladığı çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları aşağıdaki ülkelerle sınırlı kalmıştır:

  • Fransa (özel bir anlaşma kapsamında, 1963)
  • Lüksemburg
  • Mauritius
  • Andorra
  • Guernsey
  • Bu anlaşmalar, genellikle bilgi değişimi, karşılıklı idari yardım ve bazı vergi kalemlerinin karşılıklı tanınması gibi maddeleri içermektedir. Ancak tam kapsamlı gelir veya kurumlar vergisini kapsayan çifte vergilendirme anlaşmaları hâlâ sınırlı sayıdadır.

    Fransa ile Olan Özel Vergi Anlaşması

    Monako’nun vergi sisteminde en kritik uluslararası anlaşma, Fransa ile 1963 yılında imzalanan özel anlaşmadır. Bu anlaşmaya göre:

  • Monako’da ikamet eden Fransız vatandaşları, Fransa’ya gelir vergisi ödemek zorundadır.
  • Fransa’da elde edilen gelirlerin, Monako’da vergiye tabi olmaması durumunda Fransa vergi idaresi bu gelirleri vergilendirir.
  • Fransa, Monako’da faaliyet gösteren şirketlerin vergi kaçırma potansiyelini izlemek üzere denetim yetkisine sahiptir.
  • Bu anlaşma, Fransız vergi idaresine Monako’da ciddi bir kontrol gücü kazandırmakla birlikte, Monako’nun Avrupa’daki diğer ülkelerle vergi iş birliğine yönelik örnek teşkil eden bir adım olmuştur.

    OECD Standartlarına Uyum ve Otomatik Bilgi Paylaşımı

    Monako, 2009 yılı itibarıyla OECD tarafından gri listeye alındıktan sonra, vergi şeffaflığı konusunda önemli adımlar atmaya başlamıştır. Bu süreçte “Vergi Konularında Karşılıklı İdari Yardım Sözleşmesi”ni (Convention on Mutual Administrative Assistance in Tax Matters) imzalayarak otomatik bilgi değişimi sistemine (CRS – Common Reporting Standard) dahil olmuştur.

    2025 itibarıyla Monako, aşağıdaki uluslararası standartlara tam uyum sağlamış durumdadır:

  • CRS kapsamında otomatik finansal bilgi paylaşımı: Bankalar, finansal kuruluşlar ve yatırım fonları, hesap sahiplerinin uyruğu doğrultusunda yıllık mali raporları ilgili ülkelere iletir.
  • FATCA uyumu: ABD vatandaşlarına ait hesapların bilgileri, Amerikan vergi idaresi (IRS) ile paylaşılır.
  • OECD BEPS (Base Erosion and Profit Shifting) uygulamaları: Kâr kaydırma ve zararlı vergi uygulamalarıyla mücadele eden bu çerçevede Monako, zararlı vergi rejimlerini sınırlama ve uluslararası denetime açık bir sistem kurma yükümlülüğünü kabul etmiştir.
  • Bu çerçevede Monako, klasik “gizli banka cenneti” imajından uzaklaşmış ve uluslararası toplumla daha entegre bir vergi yapısı kurmuştur.

    Çifte Vergilendirme Riskleri ve Finansal Planlama

    Monako’da doğrudan gelir vergisi bulunmaması, çifte vergilendirme ihtimalini azaltır gibi görünse de, bireylerin ve şirketlerin başka ülkelerde vergi mükellefi olmaları durumunda riskler ortaya çıkabilir. Özellikle aşağıdaki durumlarda çifte vergilendirme riski mevcuttur:

  • İkili vergi anlaşması olmayan ülkelerle ilişkili gelirler: Örneğin Türkiye ile Monako arasında böyle bir anlaşma olmadığından, bir Türk vatandaşı Monako’dan kira geliri elde ederse bu gelir Türkiye’de vergilendirilebilir.
  • İkamet edilen ülkenin vergi kurallarına göre dünya çapındaki gelirin beyanı zorunlu ise: ABD gibi ülkelerde, vatandaşlar küresel gelirlerini beyan etmek zorunda olduklarından, Monako’daki gelirleri de bu kapsama girebilir.
  • Şirketlerin yurtdışı faaliyetleri: Monako’da kurulu bir şirketin Fransa veya başka bir ülkede ticari faaliyet göstermesi durumunda, ilgili ülke tarafından kurumlar vergisine tabi tutulabilir.
  • Bu nedenle, Monako’da yaşamak veya iş kurmak isteyen bireyler ile yatırımcılar için profesyonel vergi danışmanlığı almak büyük önem taşır. Uluslararası vergi planlaması yapılırken Monako’nun anlaşma ağı, CRS yükümlülükleri ve bireyin vatandaşı olduğu ülkenin iç mevzuatı birlikte değerlendirilmelidir.

    Geleceğe Yönelik Gelişmeler

    Monako’nun 2025 sonrası vergi politikasında uluslararası iş birliğini daha da güçlendirmesi ve yeni vergi anlaşmaları imzalama sürecine girmesi beklenmektedir. Özellikle AB ile gümrük birliği içinde olması ve OECD ile yürüttüğü teknik çalışmalar, Monako’nun yeni ülkelerle vergi mutabakatları oluşturmasına olanak sağlayabilir. Bu süreç, yatırımcı güvenini artırmak ve Monako’nun küresel ekonomik sistemdeki konumunu daha da sağlamlaştırmak açısından kritik olacaktır.

    Sonuç olarak, Monako’nun çifte vergilendirme konusunda sınırlı anlaşma ağı olsa da, OECD ve küresel mali şeffaflık ilkelerine uyumuyla uluslararası alanda meşruiyetini güçlendirdiği açıkça görülmektedir. Bu yapı, yatırımcılar için hem fırsatlar hem de dikkat edilmesi gereken bazı karmaşık yasal sorumluluklar doğurmaktadır.

    Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

    Monako’da yaşarken başka bir ülkede vergi ödemem gerekir mi?

    Monako’da gelir vergisi bulunmamasına rağmen, vatandaşlık veya vergi mükellefliği devam eden ülkelerde gelir beyanı zorunluluğu olabilir. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri gibi dünya genelinde gelir vergilendirmesi yapan ülkeler, Monako’daki kazançlarınızı da vergilendirebilir. Bu nedenle Monako’ya yerleşmeden önce kendi ülkenizin vergi kanunlarını dikkatle incelemeniz önemlidir.

    Monako’da gayrimenkul alırken hangi vergiler ödenir?

    Monako’da gayrimenkul satın alırken tapu harcı, noter ücreti ve eğer yeni bir bina alınıyorsa KDV (%20) gibi dolaylı vergiler ödenir. Ancak klasik anlamda emlak vergisi ya da yıllık mülk vergisi uygulanmaz. Tapu ve noter harçları toplamda satış fiyatının yaklaşık %4,5’i civarındadır.

    Monako’nun Fransa ile yaptığı vergi anlaşması kimleri etkiler?

    Monako’nun Fransa ile 1963’te yaptığı özel vergi anlaşması, özellikle Monako’da yaşayan Fransız vatandaşlarını etkiler. Bu kişiler, Monako’da ikamet ediyor olsalar bile gelir vergisini Fransa’ya ödemeye devam ederler. Diğer ülke vatandaşları için bu anlaşma geçerli değildir, ancak Fransa kaynaklı gelirler özel denetime tabi tutulabilir.

    Ek kaynak: Daha fazla bilgi için

    Ternrise Danışmanlarını Keşfedin: Ternrise Monako Danışmanlarını keşfedin!